11 Aralık 2013 Çarşamba

KORTİKOSTEROİDLER
Kortizol; romatoid artrit, romatizmal ateş ve akut glomerulonefrit gibi  bazı hastalıklarla savaşta en önemli rolü oynar.

Alerjide de enflamasyon cevabını bloke ederek ölüme neden olabilecek şok tablosunu önler.

Vücudun bağışıklık düzeyi düşer;böylece önceden kontrol altına alınmış tüberküloz gibi bazı hastalıklar ağırlaşarak öldürücü karakter alabilir.

Öte yandan kortizol ve diğer glukokortikoidlerin bağışıklık sistemini suprese etmeleri doku transplantasyonlarında doku reddi cevabını önlemedeki başarıları bu tip durumlarda sıklıkla tercih edilen ilaçlar durumuna gelmelerine neden olmuştur.

Antienflamatuvar aktivitenin süresine göre kortizon, hidrokortizon, prednizon, prednizolon ve metilprednizolon kısa süreli aktivasyona sahip olanlar olarak kabul edilmektedir.Triamsilon orta süreli aktivasyona betametazon ve deksametazon ise uzun süreli aktiviteye sahip olanlardır.

KSD'lerin fizyolojik etkileri yaygın ve çok sayıdadır. Karbonhidrat,protein ve lipit metabolizması üzerine etkilidirler. Sıvı-elektrolit dengesini düzenleyip kardiyovasküler, immün sistem, böbrek, kas-iskelet sistemi, endokrin ve sinir sisteminin normal fonksiyonlarını devam ettirirler. İmmunsupresif ve antienflamatuar etkileri ise bu grup ilaçların farmakolojik ajan olarak kullanımında en önemli neden olarak görülmektedir.

Yüksek doz KSD'ler,inflamasyonun geç dönemindeki çeşitli büyüme faktörlerinin fibroblastlar üzerindeki mitojenik etkilerini ve bu hücrelerin proliferasyonunu önlerler. Dolayısıyla inflamasyon bölgesindeki onarımı ve yara iyileşmesini geciktirirler.

Enfeksiyon riski KSD tedavisinin süresine ve dozuna bağlı olarak değişir.Doğal olarak fizyolojik dozlar konakçının koruyucu metabolizmasını bozmaz.KSD'lerin gün içinde birden fazla uygulanımı, konakçının savunma mekanızmasını en fazla baskılamaktadır.Günlük sabah tek doz veya günaşırı uygulanımının daha az inhibitör etkiye neden olduğu bilinmektedir.

KSD tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktalar:

Oral glukokortikoidler her gün verilmeyip gün aşırı uygulanabilir.

İlacın dozu tedavi için gerekli olan minimum dozda verilebilir.

İlaç hipofizden ACTH salgısının en fazla uyarıldığı sabah vakti verilmelidir.

1 ay veya daha uzun süre sistemik glukokortikoid tedavisinden sonra ilaç birden kesilmez,doz her basamakta 3-7 gün kalınmak suretiyle giderek azaltılır.

Prednizon tedavisinde 10mg/güne inilinceye kadar günlük doz nisbeten hızlı azaltılabilir.sonrasında ise haftada 1 mg azaltılarak ilaç kesilebilir.

Kronik otoimmün veya inflamatuvar hastalık nedeniyle KSD tedavisi uygulanan hastalarda;minör streslerde 25 mg, orta derecedekilerde 50-75 mg, majör streslerde ise 100-150 mg hidrokortizon veya eşdeğerlerinin en az 1-3 gün verilmesi önerilir.

Tedavide uzun etki süreli KSD kullanılmışsa, doz azaltımının başlangıcında eşdeğer kısa veya orta etki süreli bir ilaca geçilmesi uygun olmaktadır.Tedavi sonlandırıldıktan sonra adrenal korteksin KSD tedavisinden önceki normal fonksiyonuna dönmesi total doz ve uygulama süresi ile ilişkili olmakla birlikte,bazen bir yıldan uzun sürebilir.

İntraartiküler uyg: aynı ekleme uygulama aralıklarının 6 haftadan uzun olması önerilmektedir.

Triamsinolon heksasetonid: intraartiküler uygulamada en potent ilaç.

Sistemik tedavi:
1-Düşük doz tedavi:Prednizon 5-7,5 mg/gün dozlarda her gün uygulanır.romatoid artritte
2-Gün aşırı(alternan)uygulama:2 günde verilmesi gereken toplam doz, günaşırı sabahları tek seferde verilir.genellikle orta etki süreli ilaçlar tercih edilir.tedavinin atlandığı günlerde semptomlarda artma gözlenebilir ve daha ciddi hastalık tablolarında tedavi başarısız kalabilir.

Uygun kullanıldığında, kortikosteroid enflamasyon için değerli bir tedavidir,fakat steroidler uygun bir şekilde verilmezse, hastanın sağlığı riske atılmış olabilir.

Büyük sorunlardan biri de kortikosteroidlerin kullanımı hastalık belirtileri olan belli başlı semptomların ve işaretlerin baskılanabilmesi ve bu nedenle hastalığın keşfedilememesidir.

KSD kullanımı;cushing sendromuna ve hipotalamus, hipofiz ve adrenal supresyona neden olur.


Destekleyici antibiyotik kullanımı, bir enfeksiyon varlığında önerilir. Buna örnek olarak, perikoronel enfeksiyona sahip bir üçüncü molar çekiminden sonra glukokortikosteroid antibiyotikle kombine edilebilir.

3-Yüksek doz puşe uygulama: Çok yüksek dozlardaki glukokortikoidlerin(genellikle 1 g metil prednizolon) kısa bir zaman dilimi içinde(yaklaşık 30 dk) iv olarak uygulanmasıdır.Tedavi genellikle 3 gün sürer ve yaklaşık 6 hafta sonra tekrarlanabilir.böbrek transplantasyonu uygulanmış olan hastalarda,lupus nefriti,vaskülitler gibi hızlı seyirli immünolojik kaynaklı romatizmal hastalıklarda.

4-Düşük doz puşe uygulama: Özellikle aniden alevlenen romatoid artritte,düşük doz steroid alınımı sırasında kullanılır.

KSD'ler organ reddini önlemek için ömür boyu kullanılabildiği gibi uygun hastalarda sorun olmadığında ameliyatan sonraki 6 ay içinde kesilebilirler de. Kısa süreli ve yüksek dozlarda kullanımları rejeksiyon tedavisinde gerekir.
Kortikosteroid dozunuz kilonuza, tıbbi durumunuza ve transplantasyondan sonra geçen zamana göre hesaplanacaktır. Tabletleri öğünlerle birlikte alınız. Tabletleri, eğer günde bir kez alıyorsanız, sabahları kahvaltıda alınız.

Kortikosteroidlerin kısa süreli yan etkileri aşağıdakileri içerir :
•Enfeksiyona karşı artan yatkınlık, yara iyileşmesinde bozulmalar
•Ateş ve enfeksiyonun diğer belirtilerini baskılama
•Kan şekerinin artması
•Mutluluk halinden sinirlilik ve uykuya meğile kadar değişen ruh hali değişiklikleri
•Bazı hallerde depresyon

Diğer bağışıklığı baskılayıcı ilaçlarla kıyaslandığında kortikosteroidler bazı avantajlara sahiptir: kemik iliğini baskılamazlar, diğer ilaçlarla birleşim içinde kullanılabilirler ve nakledilen organ üzerine doğrudan zararlı etkileri yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder